Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun E.2025/10-67, K.2025/184 sayılı kararı; zorunlu müdafi ile temsil edilen ve beraat eden sanık lehine Hazine aleyhine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini açık biçimde ortaya koymuştur. Bu yazıda kararın dayanakları, gerekçesi ve uygulamadaki etkileri detaylı biçimde incelenmektedir.
TCK m. 231’de düzenlenen Çocuğun Soybağını Değiştirme veya Gizleme Suçu, çocuğun üstün yararı ve aile düzenini korur. Makalemizde; suçun faili ve mağduru, icrai/ihmali fiil tipleri, kasten işlenme ve zorunluluk hali gibi kusurluluk hallerini Yargıtay'ın güncel içtihatlarıyla analiz ediyoruz. Özellikle evli annenin yasal zorunlulukla kaydı ve bekar annenin bildirim yükümlülüğü konusundaki istisnaları ve yüksek mahkeme kararlarındaki istikrarsızlıkları inceliyoruz.
HMK'da düzenlenen isticvap, taraflardan ikrar elde etmeyi ve hakimde kanaat oluşturmayı hedefleyen kritik bir usul işlemidir. Her sorgulamanın aksine, bu teknik süreç, kanunda belirlenmiş usul kurallarına sıkı sıkıya bağlıdır. Yazımızda, isticvabın amacını, re'sen veya talep üzerine nasıl başvurulduğunu ve özellikle Yargıtay kararları ışığında davetiyede bulunması gereken hayati unsurları ve yaptırımlarını (ikrar edilmiş sayılma) inceleyerek yargılamadaki işlevini aydınlatıyoruz.
Marka hakkına tecavüz halleri, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde sınırlı olarak düzenlenmiş olup 29/1-a maddesiyle 7. maddeye atıf yapılmaktadır. Bu nedenle, marka hakkına tecavüz teşkil eden fiiller SMK’nın 7. ve 29. maddeleri birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Bu kapsamda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller özetle şunlardır:
ÖZET; Markanın Hükümsüzlüğü Davası: Tescilli bir markanın koruma süresi devam etse dahi mahkeme kararıyla geçersizliğinin tespit edilmesini ve bu suretle markanın sicilden terkin edilmesini sağlayan bir davadır. Dolayısıyla hükümsüzlük davalarının temelinde, aslında tescil edilmemesi gereken bir marka başvurusunun hatalı şekilde tescil edilmiş olması yatar.
Günümüzde estetik operasyonlar yalnızca görünümü değiştirmek için değil, kişinin kendine olan güvenini artırmak için de tercih edilmektedir. Ancak her tıbbi müdahale gibi estetik işlemler de risk taşır. Bazen beklenen sonuç elde edilemez, hatta yanlış uygulamalar nedeniyle ciddi fiziksel veya psikolojik zararlar doğabilir. Böyle bir durumda, mağduriyetin giderilmesi için hukuki yollar devreye girer.