Marka hakkına tecavüz halleri, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde sınırlı olarak düzenlenmiş olup 29/1-a maddesiyle 7. maddeye atıf yapılmaktadır. Bu nedenle, marka hakkına tecavüz teşkil eden fiiller SMK’nın 7. ve 29. maddeleri birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Bu kapsamda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller özetle şunlardır:
MARKA HAKKINA TECAVÜZ
A. MARKA HAKKINA TECAVÜZ SAYILAN FİİLLER
Marka hakkına tecavüz halleri, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde sınırlı olarak düzenlenmiş olup 29/1-a maddesiyle 7. maddeye atıf yapılmaktadır. Bu nedenle, marka hakkına tecavüz teşkil eden fiiller SMK’nın 7. ve 29. maddeleri birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Bu kapsamda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller özetle şunlardır:
1- SMK m.7’ye Aykırılık
a) Haksız Kullanım Modelleri
· Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması yoluyla marka hakkına tecavüz
· Tescilli marka ile karıştırılma ihtimali yaratarak marka hakkına tecavüz
· Tescilli tanınmış markanın tanınmışlığından haksız yararlanma ve tescilli tanınmış markanın sulandırılması yoluyla marka hakkına tecavüz
b) Haksız Kullanım Şekilleri
· İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
· İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
· İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
· İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
· İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
· İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
· İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
2- Marka Sahibinin İzni Olmaksızın, Markayı veya Ayırt Edilemeyecek Kadar Benzerini Kullanmak Suretiyle Markayı Taklit Etmek
3- Markanın Taklit Edildiğini Bildiği veya Bilmesi Gerektiği Hâlde Tecavüz Yoluyla Kullanılan Markayı Taşıyan Ürünleri Satmak, Dağıtmak, Başka Bir Şekilde Ticaret Alanına Çıkarmak veya Benzeri Fiilleri Gerçekleştirmek
4- Marka Sahibi Tarafından Lisans Yoluyla Verilmiş Hakları İzinsiz Genişletmek veya Bu Hakları Üçüncü Kişilere Devretmek.
B. MARKA HAKKINA TECAVÜZ HALİNDE AÇILABİLECEK DAVALAR
1-) MARKA HAKKINA TECAVÜZÜN TESPİTİ DAVASI
Marka hakkına tecavüzün tespiti davası, HMK’nın 106. maddesindeki genel tespit davası şartlarına tabi olmayan, özel bir dava türüdür. Bu davada amaç, bir hakkın varlığı veya yokluğunun değil, bir fiilin marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespitidir. Söz konusu davada kusur şartı aranmaz. Ayrıca tecavüz fiilinin devam etmesi de gerekmez, geçmişte gerçekleşmiş bir eylem de tespit konusu olabilir. Bununla beraber marka hakkına tecavüzün tespiti, tecavüzün durdurulması ya da tazminat davalarında talep olarak ileri sürülebileceği gibi ayrı bir davaya da konu olabilir.
2-) MARKA HAKKINA TECAVÜZÜN ÖNLENMESİ(MEN) ve DURDURULMASI DAVASI
Marka hakkı sahibi, muhtemel tecavüz fiillerinin önlenmesi ve gerçekleşen tecavüz fiillerinin durdurulması için dava açabilir. Marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve durdurulması talepli davalar, eda davası niteliğindedir ve davalının kusuru ya da marka sahibinin zarara uğraması şart değildir. Men (önleme) davası, hem sona ermiş bir tecavüzün tekrarlanmasını önleyebilir hem de olası tecavüz tehlikesine karşı koruma sağlar. Tecavüz tehlikesinin varlığı için, fiilin tekrarlanması veya gerçekleşmesi ihtimaline dair güçlü emarelerin bulunması yeterlidir. Tecavüz fiili sürdüğü sürece durdurma davası açılabilir ve bu durumda zamanaşımı işlemez; fiil sona ermişse, ancak muhtemel tecavüzün önlenmesi ve maddi sonuçların ortadan kaldırılması istenebilir. Ayrıca, mahkemenin vereceği kararın infaz edilebilir nitelikte olması gerekmektedir.
3) MARKA HAKKINA TECAVÜZÜN KALDIRILMASI DAVASI
Marka hakkına tecavüzün giderilmesi davası, marka sahibinin, tecavüz fiili sonucunda ortaya çıkan hukuka aykırı durumun ortadan kaldırılmasını ve eski hâle iade edilmesini talep ettiği davadır. Bu davanın açılabilmesi için tecavüz fiilinin gerçekleşmiş olması yeterli olup, fiilin devam etmesi veya tekrarlanma tehlikesi bulunması gerekmez. Davada kusur veya zararın varlığı da şart değildir. Marka sahibi, tecavüz nedeniyle üretilen veya kullanılan ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara el konulmasını; bu ürünler üzerindeki markaların silinmesini, şekillerinin değiştirilmesini veya zorunlu hâllerde imhasını isteyebilir. Ayrıca mahkeme, marka hakkının korunması ve tecavüzün sonuçlarının giderilmesi için gerekli her türlü tedbire hükmedebilir. Bu tedbirler seçimli nitelikte olup marka sahibini korurken mütecavize orantısız zarar vermemelidir. Esas amaç, marka hakkına tecavüzden önceki durumun yeniden tesis edilmesidir.
4) TAZMİNAT DAVALARI
a) Maddi Tazminat
Marka hakkına tecavüz nedeniyle açılan maddi tazminat davası, SMK m.151/1 uyarınca fiilî zarar ve yoksun kalınan kazancı kapsayan bir eda davasıdır. Bu dava, niteliği gereği haksız fiil sorumluluğuna dayanır ve bu nedenle kusur, zarar ve illiyet bağının varlığı gerekir. Fiilî zarar, marka sahibinin malvarlığındaki azalmayı; yoksun kalınan kazanç ise tecavüz olmasaydı elde edilecek muhtemel geliri ifade eder. SMK m.151/2 gereğince marka sahibi, yoksun kalınan kazancı üç yöntemden biriyle (muhtemel gelir, davalının net kazancı veya emsal lisans bedeli) talep edebilir. Marka sahibi yalnızca bir yöntemi seçebilir, seçimin sonradan değiştirilmesi ancak davalının rızasıyla veya ıslah yoluyla mümkündür.
b) Manevi Tazminat
Marka hakkına tecavüz nedeniyle manevi tazminat talebi, SMK m.149/1-ç ve 150 hükümlerine dayanmakta olup marka sahibine maddi zararın yanında manevi zararının da giderilmesini isteme hakkı tanır. Bu tazminat, markanın haksız kullanımı veya itibarının zedelenmesi sonucu marka sahibinin ticari itibarı, güvenilirliği ve kişisel saygınlığının zarar görmesi hâlinde, bu olumsuz etkilerin giderilmesini amaçlar. Tazminatın miktarının belirlenmesinde ise TBK m.58’deki ilkeler kıyasen uygulanır.
c) İtibar Tazminatı
SMK m.150/2’ye göre itibar tazminatı, marka hakkına tecavüzün yanında markanın kötü, uygunsuz veya marka itibarını zedeleyecek şekilde kullanılması durumunda talep edilebilir. Ancak her tecavüz itibar tazminatını doğurmaz; markanın ekonomik amaçla ve itibarına zarar verecek biçimde kullanılması gerekir. Kişisel kullanımlar bu kapsamda değildir. İtibar tazminatı, marka değerindeki düşüşten kaynaklanan malvarlığı zararını gidermeye yöneliktir ve yoksun kalınan kazançla karşılanmayan zararları telafi eder. Zararın tam ispatı genellikle mümkün olmadığından, hâkim somut olayın koşullarına göre takdir yetkisini kullanarak karar verir. Ayrıca, markanın itibarıyla birlikte marka sahibinin ticari itibarına da zarar verilmişse, itibar tazminatına ek olarak manevi tazminat da talep edilebilir. Ancak itibar tazminatı, manevi değil, malvarlığı tazminatı niteliğindedir.
5) MARKA HAKKINDA TECAVÜZÜN CEZAİ SORUMLULUĞU
Marka hakkına tecavüz, hem haksız fiil hem de suç niteliği taşır. Bu suç, markaya bağlı bireysel, toplumsal ve uluslararası ekonomik menfaati korur. Suç eylemleri özgü nitelikte olmadığından, fail herhangi bir gerçek kişi olabilir; tüzel kişiler doğrudan suç faili olamaz, ancak tüzel kişinin organı olan kişiler sorumludur. Suçun mağduru, markayı tescil ettiren gerçek veya tüzel kişilerdir. Marka suçları sırf hareket suçu niteliğinde olup, suçun oluşması için yalnızca fiilin gerçekleşmesi yeterlidir. Marka hakkına tecavüz suçunun meydana gelebilmesi için, öncelikle marka hakkının tescilli olması ve eylemin başkasına ait marka hakkına tecavüz niteliği taşıması gerekir. Bu tecavüz; markanın iktibas edilmesi, iltibas yaratacak biçimde kullanılması, marka korumasını gösteren işaretlerin kaldırılması, marka hakkı üzerinde yetkisiz tasarrufta bulunulması veya markanın tanınmışlığının ihlali şeklinde ortaya çıkabilir. Hukuka uygunluk halleri ise, genel olarak TCK’daki 24-26. maddeler ve SMK’daki 5/3, 7/5 ve 153/1 hükümlerine göre belirlenir. Marka hakkına tecavüz suçları kast ile işlenebilir, taksirle işlenmesi mümkün değildir zira kanunda taksirli hali düzenlenmemiştir.
C MARKA HAKKINA TECAVÜZ DAVALARINDA ÖZELLİKLİ SAVUNMA İMKÂNLARI
1. Kullanmama Def’i
Tescilli marka hakkına dayanılarak açılan tecavüz davalarında, markanın kullanılmadığı def’i davalı tarafından bir savunma mekanizması olarak ileri sürülebilir. Bu kapsamda, markanın kullanımıyla ilgili beş yıllık süre, dava tarihi esas alınarak belirlenir. Kullanılmama def’i, SMK’nın 149. maddesi uyarınca, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin tüm taleplerine karşı ileri sürülebilecek bir savunma imkânı sağlar. Bunun dışında SMK’ nın 29. maddesinde öngörülen hangi durumlarda kullanmama def’i ileri sürülebileceği değerlendirilmelidir. Nitekim bu savunma yalnızca karıştırılma ihtimali bulunan hallerde (SMK m. 29/1-b ve c) kullanılabilir; lisans hakkının izinsiz genişletilmesi veya devri (SMK m. 29/1-ç) durumlarında ileri sürülemez.
2. Tescile Dayalı Kullanım Savunması (SMK m. 155)
SMK madde 155 ile marka hakkına tecavüz davalarında tescilde öncelik ilkesi benimsemiştir. Bu düzenlemeye göre, sonraki tarihli bir markanın sahibi, kendisinden daha önce tescil edilmiş markanın sahibine karşı açılan tecavüz davasında, kendi tescil kaydına dayanarak savunma yapma imkânına sahip değildir. Bu hüküm, SMK öncesi dönemde kabul edilen tescilli markanın hükümsüz kılınmadıkça tecavüz oluşturmayacağı yönündeki görüşü ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla, önceki tarihli marka sahibinin, sonraki tarihli markanın kullanımını engellemek için ayrıca bir hükümsüzlük davası açmasına gerek kalmamıştır. Sonraki tarihli marka sahibi tescile dayanarak tecavüz iddiasını bertaraf edemeyecektir.
KAYNAKÇA
Bayrak Önder, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları ve Haksız Rekabet Suçları Ankara.2019.
KAYA, Arslan. “Marka Hukuku”. Vedat Kitapçılık. İstanbul 2024.
TEKİNALP, Ünal. “Fikri Mülkiyet Hukuku”. Vedat Kitapçılık. İstanbul 2012.
UZUNALLI, Sevilay. “Marka Hukuku”. Adalet Yayınevi. Ankara 2021.
https://www.barobirlik.org.tr/
https://tez.yok.gov.tr